DOĞRU ÇALIŞMAK NEDİR?
“Doğru çalışmak nedir?” sorusuna hemen hemen herkesin ayrı bir yanıtı vardır. Bu çok da yanlış değildir. Çünkü her bireyin kendine özgü birtakım yetenekleri olması kadar doğal bir şey olabilir mi?
Peki ama bu durumda doğru çalışmak kişiye göre nasıl belirlenir?
Bu konuda çok eskilerden beri yapılan en büyük yanlışlık “ İşte abin – ablan – komşunun çocuğu şu şekilde çalışıp başarılı oluyor. Sen niye bu şekilde çalışmıyorsun?” şeklindeki yaklaşımdan vazgeçilmelidir. Nasıl ki çamaşır makinesinin olmadığı zamanlarda elde yıkama yapılıyordu ancak çamaşır makineleri çıktıktan sonra elde çamaşır yıkama devri kapandıysa ders çalışma yöntemi olarak başarılı olarak tanımladığımız kişileri çocuğumuza örnek olarak göstermekten vazgeçmemiz doğru olarak atılacak ilk adımdır. Sonraki doğru adım ise Kişisel Öğrenme Stilleri Testi – Dikkat ve Yoğunlaşma Testi gibi çok basit, az zaman alan ama sonuçlarından çocuğumuzun doğru çalışma yöntemini keşfedebileceğimiz bir takım önemli bilgilere ulaşmaktır.
Peki bu testlerden çıkan bilgiler ne işe yarar ve ne şekilde kullanılır ve nerede yapılır?
Bu testlerin aslında tüm okulların rehberlik servislerinde olduğunu bu testleri okullarda tanıtıp isteyen öğrencilere uygulama yapmak için İlçe Milli Eğitim Bakanlığına gittiğimde öğrendim. Yoksa sadece Kişisel Gelişim Uzmanları veya benim gibi Eğitim Koçları tarafından uygulandığını sanıyordum. Bunun üzerine bir devlet okulunda görev yapmakta olan benim için çok değerli bir rehberlik öğretmeni arkadaşıma bu durumu anlattığımda “Evet biz bunları okullarda zaten uyguluyoruz” şeklinde bir cevap alınca şaşkınlığım bir kat daha arttı. Çünkü bugüne kadar devlet okullarında okuyup benden yardım isteyen hiçbir öğrenci veya veli bu konuda okulda böyle bir çalışmanın yapılmadığını söylemişlerdi. Ben arkadaşıma bunu söylediğimde ise “Bu testlerin bir ihtiyaç durumu olduğunda yapılıyor” dedi. “Peki böyle bir şeye öğrencinin ihtiyacı olup olmadığını öğrenci nereden bilebilir ki?” soruma ise “Öğrencinin bir sorunu olduğunda bize gelir. Biz de öğrencinin sıkıntısını anlamak için bu tür testleri veya başka türde testleri uygulayabiliriz” dedi. Halen nasıl ki otomatik çamaşır makinesinden haberi olmayan bir kişinin böyle bir makineye ihtiyacı olup olmadığını bilemeyeceği gibi bu tür testler ve sonuçlarına göre kendine ait çalışma yöntemlerini geliştirebileceğini bilmeyen öğrencinin böyle bir teste ihtiyaç duymasını beklemek ne kadar doğru olur diye düşünüyorum.
Peki bu testlerin bu kadar önemli olmasının sebepleri nelerdir?
1- Dikkat ve Yoğunlaşma Testi
Bu konuyla ilgili pek çok test olmakla birlikte dünyada geçerliliği olan testlerden birisinin uygulama süresi sadece 6 dakika sürmektedir. Sadece 1,5 dakikadan oluşan 4 periyodun her birinde başında söylenen harfi üç paragraf boyunca bulup işaretlemesi yeterli oluyor.
Buradan edindiğimiz bilgi ile kişinin dikkatini hangi zaman aralıklarında yoğunlaştırabildiği ve buna bağlı olarak da çalışma periyotlarının belirlenmesi.
Örneğin kişinin başlangıçta dikkati daha yoğun giderek dikkati azalıyorsa bu kişi yaşına göre değişkenlik gösterse de 1 saatten sonra kısa bir ara vermeden devam etmeye kalkarsa verimli olamayacaktır.
Dikkati başlangıçta düşük daha az ama zaman içerisinde yoğunlaşması artıyorsa bu kişinin de 1 saatten önce çalışmanın başından kalkması tam verim almaya başlamışken çalışmayı bıraktığı için alacağı verimi azaltmaktadır. Halbuki zaten ilk yarım saatte ancak konsantre olmuş olan bu kişinin verimli çalıştığı süre ancak yarım saat olur ki bir saatte halletmesi gereken bir çalışma için 1 saatten sonra verdiği ara çalışmanın 2 saatte bitmesine sebep olur.
2-Kişisel Öğrenme Stilleri ( KÖS ) Testi
Kişilerin öğrenme stilleri olarak 3 ana grupta sınıflandırılırlar. Bunlar “Görsel”, “İşitsel” , “Dokunsal (Kinestetik)” olarak adlandırılmıştır.
Unutulmaması gereken bu üç gruptan herhangi birisine tamamen uygunluk durumu diye bir beklenti içine girilmemesi gerektiğidir. O şekilde de olabilmekle beraber farklı gruplar içerinde kişinin kendine uygun özel durumları saptayarak bu doğrultuda Eğitim Koçuyla birlikte kişiye özel durumun belirlenmesi çok önemlidir. Bunların belirlenmesinden çok ders çalışma yöntemleriyle birlikte çalışmak Matematik gibi adı “Zor Ders” olarak çıkmış dersin bile rahat öğrenilmesine neden olmaktadır.
Özellikle çocuklarımızın Ergenlik dönemlerindeki psikolojik dalgalanmalarını da göz önüne aldığımızda bu tür onların özelliklerine göre çalışma yöntemlerinin belirlenmesi onların kendilerine olan güven duygusunun da artmasına neden olmaktadır. Yoksa zaten zor geçirdikleri süreçleri bir de kendilerine uygun olan yöntemlerle değil de diğer başarılı olanların çalışma yöntemlerinin örnek gösterilmesi veya dayatılmaya çalışılması büyük oranda geri tepmelerle sonuçlanıyor. Bu da başarı grafiklerinin düşerek kendilerine olan güven duygularının azalması ve buradaki kaybın arkadaş çevresinde genellikle aileler tarafından anlamsız gözüken çeşitli etkinlikler ile kapatmalarına yol açıyor. Tabi ki aileler için anlamsız gözüken bu etkinlikler genellikle onların var olan başarısızlıklarını düzeltmek için gerçekten fayda sağlamasa da en azından kısa bir süre onların rahatlamalarına yardımcı da olmaktadır.
Doğru zamanlarda yapılan doğru işler çocuklarımızın gelişimi için faydalıdır. Zaman zaman aileler ile çocuklar arasında yaşanan ki “ Kuşak Çatışması” olarak nitelendirilen bu gibi sorunlar bu türde basit çalışmalar ile giderilebilirken sadece bunların çözümünün bu tür testler ve uzman kişilerle aşılabilir olunması manidardır. Öyle ki bu tür sorunların çözümünün çocuklarımızın okuduğu okullarda yapılabilir olduğundan bile velilerin de öğrencilerimizin de haberinin olmaması bu tür sorunların çözümünü geciktirmektedir. Ancak okul ortamında bu tür çalışmaların yapılabildiği gibi Eğitim Koçluğu olarak bizim bünyemizde veya başka Kişisel Gelişim Uzmanlarının bulunduğu Özel Kuruluşlarda da yapıldığını bilmek gerekmektedir.
Çocukları için her türlü fedakarlıktan kaçınmayan velilerimizin bu yazıyı okuduktan sonra daha bilgili olarak bu tür desteklerle hem çocuklarının kendi içinde bulundukları sorunlarla başa çıkmalarının hem de özgüvenini kazanmış olan çocuklarının aile içinde yaşadıkları ki özellikle yaş döngülerindeki sıkıntıları da hafifleteceğinin bilinmesi oldukça önemli bir konudur.